02 Mayıs 2007

siyasi angutluk

1 senedir cumhurbaşkanlığı seçimi gündemde. iktidar biz seçeriz diye efelendi. kimseyle uzlaşmadı. ortak mutabakat aramadı. sonunda seçim günü geldi. olayı siyasi kriz haline getirdi. milleti boşu boşuna gerdi. bunda ana muhalefetin hiç bir şey yapmam yapana da müsaade etmem anlayışlı liderininde katkısı muhteşemdi. hükümet işleri yüzüne gözüne bulaştırdı.

sonuçta seçim mahkemeye gitti. bu arada bu olayın gecesinde beklenmeyen bir şey oldu ve ordu muhtıra verdi. bu tabi ki bizim demokrasimizin dünyada hiç bir zaman düzelmeyen imajına sağlam bir faça daha attı. sivil toplum ve siyasilerimiz bunun çözümünün hukuk ve meclis olduğu üzerindeki vurgusu ve bu söylevin geniş bir kitle tarafından kabulü ile asker bu muhtıra arkasında duramadı.

bu ayıbın % 25 i askere, % 40 iktidara. % 35 da ana muhalefete aittir.

şimdi demokrasi çığlıkları tavan yaptı. ayıptır yahu. şimdi halka danışalım fikrine sarıldı hepsi. soruyorum 1 senedir neredeydiniz. hep bu yumurtanın ebatları boşaltım sistemimizin çapından büyük olduğunda mı beynimize kan gidecek?

bizim;
- cumhurbaşkanlığı için 5 + 5 ve halk oyuyla seçilmesi,
- seçilme yaşının 25 yaşa indirilmesi
- seçim barajlarının düşürülmesi
gibi yıllardır istediğimiz demokratik açılımlar şimdi akıllara geldi.

bunları yeterli görmüyorum. siyasi ahlak yasasının çıkarılmasını; milletin oyunu alıp onu temsilen meclise giren bir vekilin, parti değiştirmesinin önlenmesi, partiden istifasının iptalini ( bir sorunu var ise mücadelesini partisi içerisinde devam etsin. demokrasinin gereği budur.) eğer ki yine de olmuyorsa milletvekilliğinden istifasını gerektiren bir düzenleme yapılmasını istiyorum. en son olarak da dokunulmazlık sınırlandırılmasını istiyorum. işte bu bizim demokrasimizin imajını düzeltecek yapılanmadır.

bu düzenlemeler ile başımıza seçtiklerimizin bizim efendilerimiz değil de bizim temsilcilerimiz olduklarının sürekli akıllarında kalmalarını sağlamış oluruz.

Hiç yorum yok: