20 Şubat 2010

siyaset, cemaat ve yargı üçgeninde ilginç bir trajedi.

uzun zamandır yazmıyorum. ülkenin içinde olduğu durum malum. yeni neslin bizim ataletimizden kurtulmuş olması nasıl beni umutlandırıyorsa, ülkedeki iktidar olgusu da o kadar umutsuzluğa itiyor.

dini kullanan cemaatlerin hayatın içinde (ekonomik, siyasi, medya, polis, yargı) güçlenmesi bugün içinde bulunduğumuz durumu ortaya çıkarıyor. zaman içerisinde kendisinin önünü kesen şu anki yönetim modeliyle savaşıyor. cemaatler ekonomik olarak güçlenmesi ile birlikte eğitim alanında yaptıkları atılımlar sayesinde pek çok kuruma nüfus etmiş durumdalar. emirlerinde büyük ekonomik güçleriyle iş adamları, siyasetçiler, medya kurumları, polis ve yargı da bulunmakta. polis ve yargı tam olarak ele geçirilememiş iki kurum. bu kanaate son yıllardaki davaların soruşturmaları sırasında ortaya çıkan deliller sayesinde vardım. bu belgeler çok iyi zamanlama ve özellikle iktidarın kullanabileceği şekilde kamuoyuna sunulmuştur.

gelelim son iki günkü çalkantıya..

ilhan cihaner,

uzun uzadıya anlatmayacağım. ilhan cihaner ilk jitemle ilgili soruşturma ile adını duyurdu. daha sonrasında yaptığı cemaatler ile ilgili soruşturmaları şu anki iktidar çeşitli çevrelerce üzerine baskı kurularak sekteye uğratıldı. bununla ilgili özellikle okunması gereken bir haberin linkini eke koyacağım. olayın iç yüzünü, nasıl çirkin bir oyun olduğunu bu iki sayfalık haberi okuyunca daha iyi anlayacaksınız.

sonuç olarak; halk olarak biz kimsenin umurunda değiliz. bu kısır bir iktidar savaşı. fillerin altındaki çimen gibi sevişseler de, dövüşseler de ezilmeye mecburuz. mecburuz bu yarım demokrasi (kurumlarıyla beraber şu anki mevcut demokrasi ve iktidarın demokrasi algısı) ve bizim kendimizi vatandaş olarak geliştirip iktidarın yaptığı işlerde denetmen sorumluluğunu hissedebilecek eğitim düzeyine gelmediğimiz müddetçe.

link:
* ilhan cihaner ile ilgili haber. haberin tamamını okuyunuz (2 sayfa).


* olayların objektif yorumu için ruşen çakır ın "Bu iktidar savaşı kolay kolay bitmez" isimli makalesi.

Hiç yorum yok: